FİLM ÖNERİSİ - Mary and Max
Herkese merhaba,
Yoğun iş tempom dışında kendime ayırabildiğim dar vakitlerde izleyebildiğim bir animasyon film önerim olacak sizlere. Bu yabancı film dram ve komedi birleşkesine sahip. Filmi izleme pozisyonum ise; alacaklı gibi oturmaktan bahsedilir ya, rahatsız, her an kalkacakmış gibi, dirsekler dizlere kadar gitmiş, beden önde... Buna sebep olan ortak duygu : merak! Bir sonraki saniyede ne olacak diye epey meraklı izlediğimi söyleyebilirim.
Mary and Max
2009 yılı Avustralya yapımı olan bu film animasyondur, aslında animasyon ötesi olarak da adlandırdığım stopmotion bir filmdir. 1972 doğumlu Avusturalyalı Adam Elliot tarafından yazılıp yönetilmiştir. Bir yetişkin animasyonu olduğunu da belirtmeliyim. Birbirinden farklı film sitelerinde 10 üzerinden 8 ile 9 arasında bir puan alarak ismini iyi filmler arasına sokmuş ve bir sürü de ödül almış bir filmdir. Sizler de mutlaka film eleştirisi, tanıtımı yapan farklı yayınları okuyup fikir sahibi olabilirsiniz; ancak, ben de sizlere çok sevmiş olduğum bu filmden kısaca bahsetmek istiyorum.
Max New Yorklu ve 44 yaşındadır. Manhattan'da bir dairede yalnız yaşayan Max, obez ve ruhsal problemlere sahip bir adamdır. Psikoloğa giden ve yaşına göre çok masum kalmış biridir. Hayal gücü ve çocukluğu sayesinde kendisine mektup ulaştıran Mary ile ilk mektuptan sonra artık çok değerli bir arkadaşa sahip olmuştur.
Mary Avustralyalı ve 8 yaşında sevimli bir kız çocuğudur. Avustralya'nın banliyölerinden birinde yaşayan yoksul ve sorumsuz bir ailenin kızıdır. İlgisiz ailesi ve alnındaki doğum lekesi sebebiyle arkadaşları arasında dışlanan ve alay edilen biri olmuştur. Bu sebeple içine dönük, ancak sosyalleşmeye inanılmaz hevesli ve hayal gücü çok kuvvetli olan Mary, hiç görmediği Max ile mektup arkadaşlığına başladığında hayatında artık geri dönülemez bir yola sapmıştır.
Mektuplar sayesinde birbiriyle ciddi anlamda dertleşen, hayatın acı-tatlı tüm yanlarını samimi bir dille yazan bu iki arkadaş sevgi, arkadaşlık, yalnızlık ve paylaşım üzerine ağdalı cümleler kurmak yerine, çok basit bir şekilde ne kadar da önemli duygular açığa çıkarttıklarının farkında bile değillerdir aslında.
Zamanla yalnızlıklarından kurtulmaya başlarlar. Hayatlarındaki gelişmeleri birbirleriyle paylaşırken aynı zamanda birbirlerine ne kadar bağlandıklarını da fark ederler. Ancak sonradan fark edebilecekleri ise; gelişen sevgilerinin birbirlerini depresyona nasıl ittiği olmuştur.
Gözümde iki üç damla yaş, ağzımda saçma bir gülümseme ile bir buçuk saat nasıl geçti anlayamadım. Hem güldürüyor, hem hüzünlendiriyor. Stopmotion film özelliğinde yer alan karakterlerin bakışları ve mimikleri beni gerçekten çok etkiledi.
Seneler hızla geçerken, Mary küçüklüğünden beri hoşlandığı bir Yunanlı ile evlenir. Eskiden kaybetmiş olduğu özgüvenini tekrar kazanmaya başlar, okulda üniversitede başarılı bir akademik kariyere sahip olmaya başlamıştır. Mary'nin yapmış olduğu akademik araştırma konusu Max'in hastalığıdır. Ancak Mary bu konuyu ve yazmış olduğu kitabı mektupta Max ile paylaştığında, Max bu durumdan inanılmaz derecede rahatsızlık duyar ve hastalığı ciddi anlamda geriler. Tekrar uzun bir süre hastanede yatmak zorunda kalır. Çok uzun bir süre sonra Max iyileşir ve Mary ile barışmak ister. Bu süre zarfında ise Mary hiç olmadığı kadar depresif ve yalnız, terk edilmiş, hayattan soğumuş halde kalmıştır. Barışmaları sonrası Mary Amerika'ya gider ancak kavuşma anı fiili bir şekilde gerçekleşse de, asla hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Bu yazdıklarım gerçekten özetin özeti diyebilirim. Her sahnede farklı ayrıntılar dikkat çekiyor, hepsini yazmama imkan yok. İzlemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum. Film müzikleri de inanılmaz hoş. Müzikleri yapan kişi : Dale Cornelius
Mary'nin anne tiplemesi ve kadının ölümü.
Babanın sayısal loto oynama serüveni.
Mary'nin hayal gücü ve evliliği.
Evcil hayvanı horoz.
Komşuları.
Max'in toplum yaşamındaki kuralcılığı.
Evindeki evcil hayvanı balık ve başına gelenler.
Çikolataya olan düşkünlüğü.
Obezliği nedeniyle başına gelenler.
Daktilosu.
Komşuları.
İzlediğim kanal : Sinema TV 1001
Tüm bu ayrıntıları filmi izleyerek tecrübe etmenizi öneriyorum.
Sevgiyle kalın,
İrem ALPASLAN DOĞRU
Yoğun iş tempom dışında kendime ayırabildiğim dar vakitlerde izleyebildiğim bir animasyon film önerim olacak sizlere. Bu yabancı film dram ve komedi birleşkesine sahip. Filmi izleme pozisyonum ise; alacaklı gibi oturmaktan bahsedilir ya, rahatsız, her an kalkacakmış gibi, dirsekler dizlere kadar gitmiş, beden önde... Buna sebep olan ortak duygu : merak! Bir sonraki saniyede ne olacak diye epey meraklı izlediğimi söyleyebilirim.
Mary and Max
2009 yılı Avustralya yapımı olan bu film animasyondur, aslında animasyon ötesi olarak da adlandırdığım stopmotion bir filmdir. 1972 doğumlu Avusturalyalı Adam Elliot tarafından yazılıp yönetilmiştir. Bir yetişkin animasyonu olduğunu da belirtmeliyim. Birbirinden farklı film sitelerinde 10 üzerinden 8 ile 9 arasında bir puan alarak ismini iyi filmler arasına sokmuş ve bir sürü de ödül almış bir filmdir. Sizler de mutlaka film eleştirisi, tanıtımı yapan farklı yayınları okuyup fikir sahibi olabilirsiniz; ancak, ben de sizlere çok sevmiş olduğum bu filmden kısaca bahsetmek istiyorum.
Max New Yorklu ve 44 yaşındadır. Manhattan'da bir dairede yalnız yaşayan Max, obez ve ruhsal problemlere sahip bir adamdır. Psikoloğa giden ve yaşına göre çok masum kalmış biridir. Hayal gücü ve çocukluğu sayesinde kendisine mektup ulaştıran Mary ile ilk mektuptan sonra artık çok değerli bir arkadaşa sahip olmuştur.
Mary Avustralyalı ve 8 yaşında sevimli bir kız çocuğudur. Avustralya'nın banliyölerinden birinde yaşayan yoksul ve sorumsuz bir ailenin kızıdır. İlgisiz ailesi ve alnındaki doğum lekesi sebebiyle arkadaşları arasında dışlanan ve alay edilen biri olmuştur. Bu sebeple içine dönük, ancak sosyalleşmeye inanılmaz hevesli ve hayal gücü çok kuvvetli olan Mary, hiç görmediği Max ile mektup arkadaşlığına başladığında hayatında artık geri dönülemez bir yola sapmıştır.
Mektuplar sayesinde birbiriyle ciddi anlamda dertleşen, hayatın acı-tatlı tüm yanlarını samimi bir dille yazan bu iki arkadaş sevgi, arkadaşlık, yalnızlık ve paylaşım üzerine ağdalı cümleler kurmak yerine, çok basit bir şekilde ne kadar da önemli duygular açığa çıkarttıklarının farkında bile değillerdir aslında.
Zamanla yalnızlıklarından kurtulmaya başlarlar. Hayatlarındaki gelişmeleri birbirleriyle paylaşırken aynı zamanda birbirlerine ne kadar bağlandıklarını da fark ederler. Ancak sonradan fark edebilecekleri ise; gelişen sevgilerinin birbirlerini depresyona nasıl ittiği olmuştur.
Gözümde iki üç damla yaş, ağzımda saçma bir gülümseme ile bir buçuk saat nasıl geçti anlayamadım. Hem güldürüyor, hem hüzünlendiriyor. Stopmotion film özelliğinde yer alan karakterlerin bakışları ve mimikleri beni gerçekten çok etkiledi.
Seneler hızla geçerken, Mary küçüklüğünden beri hoşlandığı bir Yunanlı ile evlenir. Eskiden kaybetmiş olduğu özgüvenini tekrar kazanmaya başlar, okulda üniversitede başarılı bir akademik kariyere sahip olmaya başlamıştır. Mary'nin yapmış olduğu akademik araştırma konusu Max'in hastalığıdır. Ancak Mary bu konuyu ve yazmış olduğu kitabı mektupta Max ile paylaştığında, Max bu durumdan inanılmaz derecede rahatsızlık duyar ve hastalığı ciddi anlamda geriler. Tekrar uzun bir süre hastanede yatmak zorunda kalır. Çok uzun bir süre sonra Max iyileşir ve Mary ile barışmak ister. Bu süre zarfında ise Mary hiç olmadığı kadar depresif ve yalnız, terk edilmiş, hayattan soğumuş halde kalmıştır. Barışmaları sonrası Mary Amerika'ya gider ancak kavuşma anı fiili bir şekilde gerçekleşse de, asla hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Bu yazdıklarım gerçekten özetin özeti diyebilirim. Her sahnede farklı ayrıntılar dikkat çekiyor, hepsini yazmama imkan yok. İzlemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum. Film müzikleri de inanılmaz hoş. Müzikleri yapan kişi : Dale Cornelius
Mary'nin anne tiplemesi ve kadının ölümü.
Babanın sayısal loto oynama serüveni.
Mary'nin hayal gücü ve evliliği.
Evcil hayvanı horoz.
Komşuları.
Max'in toplum yaşamındaki kuralcılığı.
Evindeki evcil hayvanı balık ve başına gelenler.
Çikolataya olan düşkünlüğü.
Obezliği nedeniyle başına gelenler.
Daktilosu.
Komşuları.
İzlediğim kanal : Sinema TV 1001
Tüm bu ayrıntıları filmi izleyerek tecrübe etmenizi öneriyorum.
Sevgiyle kalın,
İrem ALPASLAN DOĞRU
Yorumlar
Yorum Gönder