..... Çünkü Birey Eşittir HAYAT : KADIN, ANNE, ÇALIŞAN 💥🔁
Herkese selam,
Öncelikle ben İrem. 26 Kasım 2019'da 30 yılı devireceğim, yaşım artık 30 diyeceğim. 29 yaşımın ilk aylarında anne oldum. Hayatımın en kaygılı, en tecrübesiz, en meraklı, en içgüdüsel, en yorucu dönemine girmiş bulundum 21.01.2019 tarihi itibariyle. Kızım Ayşe doğdu.
Her koşulda bireyselliği savunan, ''önce kendim'' diyen İrem, anne olunca bir afalladı, bir sersemledi, ama bu işin üstesinden bence iyi bir şekilde geldi. Aylar geçti, geçiyor da. Ama hala ''İrem nasılsın?'' demeden önce ''Ayşeeeee'' çığlıkları atan bireylere alışamadım. Sanki ben yokmuşum gibi... Önce ben varım, ben doğurdum bu kızı ayol! Bir halimi hatırımı, sağlığımı sorun, ilgilenin değil mi? Ama yok! Her kadın, her anne evlat yetiştirme biçimini doğru zannediyor, ya da tüm pişmanlıklara ve başarısızlıklara rağmen dışarıya kendini öyle göstermeyi çok seviyor. Bense kızım büyüdükçe daha içgüdüsel yaklaşmaya, ve ''BİR BİREY'' yetiştiriyorum fikrine gitgide daha yakın hissetmeye başladım. Yani artık insanlara 'daha az' soru soruyorum. Duygusallığın, yanlış anlaşılmanın, herhangi bir konuyu bambaşka bir yere getirmenin en baba dönemi çünkü bu dönem : bebek büyütme.
Kimseyi takmadan olmuyor, kimsenin mimiğine göz belertmeden de put gibi durulmuyor öyle, her ses tonuna kafa sallanmıyor aynı ritimde; fakat, siz siz olun kimseyi takmayın! 😊
Ne kadar az iletişim, ne kadar az mimik, ne kadar az göz teması; o kadar sağlıklı bebeğini büyütme dönemi. Bu yazdıklarım yanlış anlaşılmasın; etrafınızda kimse olmasın demiyorum. Sizi yoran, size negatif enerji veren insanlar olmasın demek istiyorum. Çünkü konu neydi, konu ''İnsanlar Çok Biliyor''du. 😊 Ama gerçek neydi, gerçek ''en iyi 'SEN' biliyorsun''du.
Bu da böyle bir dönem işte. Çok da bunalım düşünmemek lazım. Evlenirsin, bekar hayatını özlersin. Çocuk doğurursun, karı koca aslında ne kadar rahatmışız dersin. Bebek büyür, büyüdükçe durumlar farklılaşır, çok bebekken ne kadar rahatmışız dersin. Yani bu döngü böyle. Çünkü = HAYAT.
Her zaman geçmişe bir omzun üzerinden yan gözle bakmalar devam edecek. Çok geç olmadan yeter ki o çılgın pişmanlıkların keyfini sonuna kadar yaşayalım.
Olabildiğince disiplinli, düzenli, rahat, keyfine düşkün yaşamlar şimdilerde şöyle;
-en hızlısından pratik
-çok az uykuya alışmış bir vücut
-diliyle beyni arasında çoğu zaman senkronu bozulmuş bir beden
-asla sıcak kahve içemeyen ve yemek yiyemeyen bir ağız
-bebek ağlamasından nefret eden bir kadının, bebeğinin ağlama sesini bile özleyebilme durumuna gelmesi
-gün içinde saniyelerle yarışan totoyu koltuğa koyma durumu
-olunmaya çalışılan bir KADIN, ANNE, ÇALIŞAN ❤
Kararında VİCDAN
Olabildiğince SEVGİ
Uygulanabildiğince AHLAK, GÖRGÜ
Bu üçüyle umuyorum ki İrem'e gülecek bu hayat.
Sevgilerime umutlarımı bağladım, hepinizi kucakladım, öptüm... 💋
Öncelikle ben İrem. 26 Kasım 2019'da 30 yılı devireceğim, yaşım artık 30 diyeceğim. 29 yaşımın ilk aylarında anne oldum. Hayatımın en kaygılı, en tecrübesiz, en meraklı, en içgüdüsel, en yorucu dönemine girmiş bulundum 21.01.2019 tarihi itibariyle. Kızım Ayşe doğdu.
Her koşulda bireyselliği savunan, ''önce kendim'' diyen İrem, anne olunca bir afalladı, bir sersemledi, ama bu işin üstesinden bence iyi bir şekilde geldi. Aylar geçti, geçiyor da. Ama hala ''İrem nasılsın?'' demeden önce ''Ayşeeeee'' çığlıkları atan bireylere alışamadım. Sanki ben yokmuşum gibi... Önce ben varım, ben doğurdum bu kızı ayol! Bir halimi hatırımı, sağlığımı sorun, ilgilenin değil mi? Ama yok! Her kadın, her anne evlat yetiştirme biçimini doğru zannediyor, ya da tüm pişmanlıklara ve başarısızlıklara rağmen dışarıya kendini öyle göstermeyi çok seviyor. Bense kızım büyüdükçe daha içgüdüsel yaklaşmaya, ve ''BİR BİREY'' yetiştiriyorum fikrine gitgide daha yakın hissetmeye başladım. Yani artık insanlara 'daha az' soru soruyorum. Duygusallığın, yanlış anlaşılmanın, herhangi bir konuyu bambaşka bir yere getirmenin en baba dönemi çünkü bu dönem : bebek büyütme.
Kimseyi takmadan olmuyor, kimsenin mimiğine göz belertmeden de put gibi durulmuyor öyle, her ses tonuna kafa sallanmıyor aynı ritimde; fakat, siz siz olun kimseyi takmayın! 😊
Ne kadar az iletişim, ne kadar az mimik, ne kadar az göz teması; o kadar sağlıklı bebeğini büyütme dönemi. Bu yazdıklarım yanlış anlaşılmasın; etrafınızda kimse olmasın demiyorum. Sizi yoran, size negatif enerji veren insanlar olmasın demek istiyorum. Çünkü konu neydi, konu ''İnsanlar Çok Biliyor''du. 😊 Ama gerçek neydi, gerçek ''en iyi 'SEN' biliyorsun''du.
Bu da böyle bir dönem işte. Çok da bunalım düşünmemek lazım. Evlenirsin, bekar hayatını özlersin. Çocuk doğurursun, karı koca aslında ne kadar rahatmışız dersin. Bebek büyür, büyüdükçe durumlar farklılaşır, çok bebekken ne kadar rahatmışız dersin. Yani bu döngü böyle. Çünkü = HAYAT.
Her zaman geçmişe bir omzun üzerinden yan gözle bakmalar devam edecek. Çok geç olmadan yeter ki o çılgın pişmanlıkların keyfini sonuna kadar yaşayalım.
Olabildiğince disiplinli, düzenli, rahat, keyfine düşkün yaşamlar şimdilerde şöyle;
-en hızlısından pratik
-çok az uykuya alışmış bir vücut
-diliyle beyni arasında çoğu zaman senkronu bozulmuş bir beden
-asla sıcak kahve içemeyen ve yemek yiyemeyen bir ağız
-bebek ağlamasından nefret eden bir kadının, bebeğinin ağlama sesini bile özleyebilme durumuna gelmesi
-gün içinde saniyelerle yarışan totoyu koltuğa koyma durumu
-olunmaya çalışılan bir KADIN, ANNE, ÇALIŞAN ❤
Kararında VİCDAN
Olabildiğince SEVGİ
Uygulanabildiğince AHLAK, GÖRGÜ
Bu üçüyle umuyorum ki İrem'e gülecek bu hayat.
Sevgilerime umutlarımı bağladım, hepinizi kucakladım, öptüm... 💋
Yorumlar
Yorum Gönder